SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CUM’A BAHSİ

<< 850 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF’İN DEVAMI:

 

24 - (850) وحدثني أبو الطاهر وحرملة وعمرو بن سواد العامري (قال أبو الطاهر: حدثنا. وقال الآخران: أخبرنا ابن وهب). أخبرني يونس عن ابن شهاب. أخبرني أبو عبدالله الأغر ؛ أنه سمع أبا هريرة يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إذا كان يوم الجمعة كان على كل باب من أبواب المسجد ملائكة يكتبون الأول فالأول. فإذا جلس الإمام طووا الصحف وجاؤوا يستمعون الذكر. ومثل المهجر الذي يهدي البدنة. ثم كالذي يهدي بقرة. ثم كالذي يهدي الكبش. ثم كالذى يهدي الدجاجة. ثم كالذي يهدي البيضة".

 

[ش (ومثل المهجر) قال الخليل بن أحمد وغيره من أهل اللغة وغيرهم: التهجير التبكير. ومنه الحديث: لو يعلمون ما في التهجير لاستبقوا إليه. أي التبكير إلى كل صلاة. هكذا فسره].

 

{24}

Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele ve Amru'bnü Sevvâd El-Âmiri rivayet ettiler. Ebû't-Tâhir (bize rivayet etti.) tâbirini kullandı.. Ötekiler: (Bize İbni Vehb haber verdi.) dediler, (İbni Vehb demişki:) Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişkî) Bana Ebû Abdillâh EI-Eğarr haber verdiki, kendisi Ebû Hureyre'yî şöyle derken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«cum'a günü oldumu mescidin bütün kapılarında melekler bulunur. Bunlar evvel beevel gelenleri yazarlar. İmam (minbere) oturduğu vakit sahifeleri dürerler de, hutbeyi dinlemeğe gelirler. Evvel gelen bir deve kurban etmiş gibi olur; ondan sonra gelen, inek kurban eîmiş gibi; ondan sonra gelen koç kurban etmiş gibi; ondan sonra gelen tavuk kurban etmiş gibi; ondan sonra gelen de yumurta kurban etmiş gibi olur.» buyurdular.

 

 

(850)  حدثنا يحيى بن يحيى وعمرو الناقد عن سفيان، عن الزهري، عن سعيد، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم. بمثله.

 

{….}

Bize Yahya b. Yahya ile Amru'n-Nâkıd, Süfyân'dan, o da Zührî'den, o da Saîd'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den naklen yukarki hadîsin mislini rivayet etti.

 

 

25- (850) وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا يعقوب (يعني ابن عبدالرحمن) عن سهيل، عن أبيه، عن أبي هريرة ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "على كل باب من أبواب المسجد ملك يكتب الأول فالأول (مثل الجزور ثم نزلهم حتى صغر إلى مثل البيضة) فإذا جلس الإمام طوت الصحف وحضروا الذكر".

 

[ش (نزلهم) أي ذكر منازلهم في السبق والفضيلة].

 

{25}

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Yakûb (yânî İbni Abdirrahmân) Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hueyre'den naklen rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}:

 

«Mescidin her kapısının üzerinde, evvel beevvel gelenleri yazan bir melek vardır. (Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evvelâ deve kurban etmekle temsil yapmış. Sonra gelenlerin derecelerini indire İndire yumurta kadar küçültmüş). İmam minber üzerine oturunca sahîfeler dürülür ve melekler hutbe dinlemeğe gelirler.» buyurmuşlar.

 

 

İzah:

Bu hadîsde : «îmam minbere oturduğu vakit, buyuruluyor. Başka bir hadîsde ise «İmam minbere çıktığı vakit...» denilmişdir. Zahiren iki hadîs arasında tearuz var gibi görünüyorsa da, hakîkatda tearuz yokdur. Çünkü hadîslerin arası bulunarak «Melekler, hatîb minbere çıkarken içeri girerler; minbere oturduğu zaman sahîfelerini dürerler.» denilebilir.

 

Tehcir: îmam Halîl b. Ahmed ile diğer bir takım lügat ulemasına göre erken gitmek, erken davranmak mânâsına gelir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: «Tehcirde neler olduğunu bilseler, onun için müsabaka yaparlardı.» hadîs-i şerifi bu mânâya tefsir edilmişdir. Yâni hadîsden murâd: «Her namaza erken gitmekde ne derece sevab olduğunu bilseler, her kes evvelâ mescide ben varayım diye acele eder, bu husûsda âdeta müsabaka yaparlardı.» demekdir.

 

Alimlerinden tehcîr'in, hâcirede (yânî güneş semânın ortasına dikildiği zaman) yürümek mânâsına geldiği rivayet olunmuşdur.

 

Kaadî Iyâz: «Burada sahîh olan, erken gitmek mânâsına gelmesidir.» diyor.

 

Hadîsde zikri geçen deve, inek ve koç gibi hayvanlar kurbanlıklar cinsindendirler. Tavukla yumurta kurbanlık cinsinden değildirler. Bununla beraber onlara da «kurban» denilmesi, müşâkele kabîlindendir, Maksad tavuk ve yumurta tesadduk eden gibidir; demekdir.

 

Hadîs-i şerîf hatîb minbere çıktığı zaman ezan okununcaya kadar oturmasının müstehab olduğuna delildir.

 

İmam Mâlik ile imam Şafiî'nin ve Cumhûr-u ulemân'ın mezhepleri budur.

 

İmam A'zam ile bir rivâyetde imam Mâlik'e göre hatîbin burada oturması müstehab değildir.